Açıkçası kimse hakikati öğrenemedi. Kimse Celile Hanım´ın akşamları pencereden, kapının önünde oturan genç, ihtiyar, ağırbaşlı, hafifmeşrep, çocuklu kadınları seyretmesindeki sebebi bilemedi. Abdürrezzak Efendi´nin yeni fidanlarla, körpe ve genç ağaçlarla uğraşırken, onları öpüp yapraklarını okşarken duyduğunu duyamadı. Kimse küçük kızın, evlerinin önünde yanan elektrik lambasına, gözlerini kırpa kırpa bakmasındaki güzelliği göremedi..